Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | yalnız kalmak | stand alone f. | ||
If it becomes stubborn indeed it stands alone. Eğer inatçı olursa gerçekten yalnız kalır. More Sentences |
||||
Genel | yalnız kalmak | be alone f. | ||
You'll never be alone again. Bir daha asla yalnız kalmayacaksın. More Sentences |
||||
Genel | yalnız kalmak | be lonely f. | ||
I doubt very seriously that Tom will be lonely. Tom'un yalnız kalacağından çok ciddi bir şekilde şüpheliyim. More Sentences |
||||
Genel | yalnız kalmak | be left alone f. | ||
What makes you think that I want to be left alone? Yalnız kalmak istediğimi nereden çıkardınız? More Sentences |
||||
Genel | yalnız kalmak | become lonely f. | ||
Genel | yalnız kalmak | become isolated f. | ||
Genel | yalnız kalmak | become desolate f. | ||
Slang | ||||
Argo | yalnız kalmak | lone it f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | yalnız başına kalmak | be on one's own f. |
Idioms | ||
Deyim | yalnız kalmak/olmak | be on (one's) tod f. |
Speaking | ||
Konuşma | bir süre yalnız kalmak istiyorum | I want to be alone for a while expr. |
Konuşma | yalnız kalmak istedim | I just wanted to be alone expr. |
Konuşma | yalnız kalmak istiyorum | I'd like to be alone expr. |